22 Nisan 2008 Salı

Edmond Aman-Jean "Femmes Lisant"


Otobüste, vapurda ya da plajda, kitap okuyan insanları seyretmeyi çok severim. Kendimce bir oyun da oynarım, ellerindeki kitaba bakmadan, sadece nasıl okuduklarını izleyerek kitabın ne olabileceği hakkında tahmin yürütürüm. Macera romanıyla, bir ders kitabı farklı mimiklerle okunur. Bilgi edinmekle, eğlenmek arasındaki farkın ötesinde, okuyan kişinin beden dili başkadır. Her kitabın çekim gücünün ayrı olduğunu düşünmeden edemem. Ayrıca seçtiği kitap okuru hakkında da bilgi verir.

Ressamlar öteden beri insanları, özellikle de kadınları, kitap okurken resmetmeyi sevmişlerdir. Bu köşede her hafta size kitap okuyan bir figürün resmini koymayı planlıyorum böylece birlikte resimdeki figürün ne okuduğu hakkında fikir yürütebiliriz. Bu yazılarda tablo ve baskıların teknik yapılarından söz etmek beni çok aşacağı için sadece okuma eylemi üzerinde yoğunlaşacağız.

Aydınlanma döneminden beri kitap okumak insanları geliştiren hatta yücelten bir aktivite olarak görülmüş. Daha sonraki yıllarda, 18. yüzyılın ortalarından itibaren kitap okumanın şeytani bir yanını da resmetmeye başlamış sanatçılar. Kitaplar ve özellikle romanlar, hayal kurduran, baştan çıkartan, gerçeklerden koparan nitelikleriyle ele alınmışlar.

Edmond Aman-Jean (1858–1936) “Femmes Lisant” (Okuyan Kadınlar) adlı tablosunu 1922 yılında tamamlamış. Eğitim bursuyla gittiği Roma’dan Paris’e döndükten sonra sembolist şairlerle dostluk kuran Aman-Jean, onların yaratıcılıklarından çok etkilenmiş. Mallarmé ve Verlaine (Verlaine portresi çok ünlüdür) o yıllarda dilde bir çökertme yaratarak yeni bir şiir dili kurmaya çalışıyorlardı; şiiri kalıplarından çıkartıp yeni duyarlılık peşinde olduklarını dile getiriyorlardı. Bunda çok başarılı da oldular.

Aman-Jean ise, birlikte eğitim gördüğü yakın dostu Georges Seurat gibi yenilik peşinde değildi, geleneklere bağlı kalma isteği vardı. Çok sayıda kadın resimleri ile kendine bir ün sağlamıştı. Soylu ama melankolik görünümlü kadınlar onun resimlerinin özelliği haline gelmişti. Bu resimde de kamelyalar altında iki kadın, okudukları kitapların etkisiyle hayale dalmışlar. Çekicilikleri ortada ama davetkâr değiller. Kendi hayal dünyalarına dalmış olmaktan mutlu ve huzurlu görünüyorlar.

Resimdeki kamelya doğal olarak hemen akla “Kamelyalı Kadın” eserini getiriyor, Aman-Jean bununla aşk acısı çeken kadınları mı simgeliyor diye sormadan edemiyoruz. Ne okuyorlar diye sorarsak, ilk akla gelen Alexandre Dumas (oğul) romanı ama resimde acıdan çok, idealleştirilmiş hatta ulaşılamayan aşk hissi ağır basıyor.

Hiç yorum yok: